|
___ will be here soon. |
|
|
___ yaakinda gelejek |
|
___ yakında gelecek |
|
|
I will call on you to speak. |
|
|
adinizeh sœylehdeeyyeem zaamaan konooshoon |
|
Adınızı söylediğim zaman konuşun |
|
|
He will call on you to speak. |
|
|
adinizeh sœylehdeeyyee zaamaan konooshoon |
|
Adınızı söylediği zaman konuşun |
|
|
She will call on you to speak. |
|
|
adinizeh sœylehdeeyyee zaamaan konooshoon |
|
Adınızı söylediği zaman konuşun |
|
|
Please ask only one question each time you are called on. |
|
|
seezeh hetaap ehdeeldeeyyeendeh lUtfehn saadejeh beer soroo soroonooz |
|
Size hitap edildiğinde lütfen sadece bir soru sorunuz |
|
|
You may ask one legitimate follow-up question per turn. |
|
|
dehvaam neetehleeyyeendeh beer soroo daaha sorabeeleerseenez |
|
Devam niteliğinde bir soru daha sorabilirsiniz |
|
|
Please wait for the interpreter to translate your question. |
|
|
lUtfehn tehrjUmanin seezeen soroonoozoo cheveermehseenee beklehyeen |
|
Lütfen tercümanın sizin sorunuzu çevirmesini bekleyin |
|
|
Please wait for the interpreter to translate your answer. |
|
|
lUtfehn tehrjUmanin seezeen jehvaabunizeh cheveermehseenee bekehyeen |
|
Lütfen tercümanın sizin cevabınızı çevirmesini bekleyin |
|
|
That is a separate question; there may be time to address it later. |
|
|
boo ayreh beer soroo; behlkee baskha zaamaan ehleh alabeeleerez |
|
Bu ayrı bir soru; belki başka zaman ele alabiliriz |
|
|
We ran out of time. |
|
|
zaamaanumuz beetee |
|
Zamanımız bitti |
|
|
If he promised you information, be sure to give your contact information to ____. |
|
|
eyehr seezeh beelgee vehrejeyyeenee sœylehdeeyseh, seezeenleh balantuh kurmak eechen gereklee beelgeeyee ___ vehreenez |
|
Eğer size bilgi vereceğini söylediyse, sizinle bağlantı kurmak için gerekli bilgiyi ___ veriniz |
|
|
If she promised you information, be sure to give your contact information to her. |
|
|
eyehr seezeh beelgee vehrejeyyeenee sœylehdeeyseh, seezeenleh balantuh kurmak eechen gereklee beelgeeyee onaa vehreenez |
|
Eğer size bilgi vereceğini söylediyse, sizinle bağlantı kurmak için gerekli bilgiyi ona veriniz |
|
|
If I promised you information, be sure to give your contact information to me. |
|
|
eyehr seeze beelgee vehrejeyyeemee sœylehdeeysehm, seezeenleh balantuh kurmak eechen gereklee beelgeeyee bana vehreenez |
|
Eğer size bilgi vereceğimi söylediysem, sizinle bağlantı kurmak için gerekli bilgiyi bana veriniz |
|
|
Another session will take place later today. |
|
|
bugUn baashka beer toplanteh daaha yapulajak |
|
Bugün başka bir toplantı daha yapılacak |
|
|
Thanks for your cooperation. |
|
|
tehshehkUr ehdehrem |
|
Teşekkür ederim |
|